26 Haziran 2010 Cumartesi

bit erkek.

an geldi,

kısa kısa zamanlar bir araya toplandılar.
bir gündüz boyunca sürdü bu...
ne mi oldu, uçurtmalar doğdu..
o kısa zamanlar da,
kuyruğu oldu.

ve erkek
uzun zamandır
ilk kez korktu.
kendi içine doğru, bit erkek!

sessizce...

andan önce
bir
an geldi çünkü...

fısıltılar bir araya toplandılar.
bir kaç gündüz ve gece sürdü bu..
ne mi oldu, hiçbir şey doğmadı.
duydukları varsayımdı, doğrular idi
öyle ya...
ihtimaldi, tehlikeliydi.
ve bir de, söylenmişti.

ve kadın
belki ilk kez,
yaşamamayı seçti...

dedi ki,
bit! erkek...

"halbuki..."
dedi,
erkek de...
kadın da...

sonra
biri cebine,
diğeri çantasına
yanyana üç nokta koydular.

size bir şey diyeyim mi,
erkek çok üzüldü.

24 Haziran 2010 Perşembe

ser.


havanın
serin olduğu bir akşam
bu akşam...

ben
sana
deli oluyorum.

ciddiyetle yapılmıyor madem
bir oyun oynansın ve
herkes
tanıdıkları içinden birini seçsin
sonra
sersin yere aklındakileri...

ve yine
ben sana
deli olurken madem...

şimdi sen!
derince bir nefes çekersen lütfen,
içine eseni
sonra sabununu
keseni...

hadi söyle,
bir tek gerçek an için..

ben sana deli oluyorum.
de.
ser'im başınla beraber, de.
serinim, de.

16 Haziran 2010 Çarşamba

dünyanın en güzel rengi ile ilgili.

- ne? boğazına dürüm mü oldu?
- bilmiyorum. ben seni yiyip doymak istiyorum,
bir de elini tutmak geçiyor hep aklımdan.
sonra diğerini de...